ÖZET
Amaç:
Bu çalışmanın amacı Çorum iline bağlı Oğuzlar ilçesindeki sığırlarda, Neospora caninum ve Besnoitia besnoiti seroprevalansının araştırılmasıdır.
Yöntemler:
Oğuzlar yöresindeki 100 sığırın vena jugularis’inden antikoagülansız tüplere venöz kan örneği alınmıştır. Kan serumları N. caninum (IDEXX, İsviçre) ve B. besnoiti (ID.vet, Fransa) yönünden ticari c-ELISA kitleri ile değerlendirilmiştir.
Bulgular:
Çalışma kapsamında incelenen serum örneklerinden ikisi N. caninum (%2), beş tanesi ise B. besnoiti (%5) yönünden seropozitif olarak tespit edilmiştir. Örneklenen sığırların hiç birinde miks enfeksiyon tespit edilmemiştir.
Sonuç:
Bu çalışma ile Oğuzlar yöresinde N. caninum ve B. besnoiti varlığı ithal edilmemiş hayvanlarda serolojik olarak tespit edilmiştir. Bu çalışma, bölgede B. besnoiti yönünden seropozitif sığırların belirlendiği ilk çalışma olup, Türkiye’de ise üçüncü çalışmadır.
GİRİŞ
Neospora caninum, genellikle sığır ve köpeklerde nadiren de koyun, keçi ve atlarda görülebilen protozoon parazittir. Etkenin son konaklarının evcil köpek, gri kurtlar (Canis lupus) (1) ve kır kurtlarının (C. latrans) olduğu, ara konak görevini ise ruminantlar, at ve kemirici hayvanların yaptığı bildirilmiştir (2). N. caninum dünyadaki sığır abortlarının önemli etkenlerinden biri olarak bildirilmektedir (3).
Sığırlarda besnoitiosis, boğalarda geçici veya kesin sterilite, deri lezyonları, zayıf vücut kondisyonu, ara sıra abortlar nedeniyle sığır verimliliğini tehlikeye atabilen, apicomplexan protozoon parazit Besnoitia besnoiti’nin neden olduğu paraziter bir hastalıktır (4). Bu parazitin yaşam döngüsünde tüm sığır ırkları ara konak görevi görmektedir. B. besnoiti’nin heteroksen (çoklu) hayat döngüsüne sahip olduğu düşünülmektedir. Diğer bazı Besnoitia türleri için kedilerin kesin konak olduğu ileri sürülse de, B. besnoiti’nin kesin konağı belirlenememiştir (5).
Bu çalışmada Çorum iline bağlı Oğuzlar ilçesindeki sığırlarda, N. caninum ve B. besnoiti seroprevalansının araştırılması amaçlanmıştır.
YÖNTEMLER
Örneklerin Toplanması ve Saklanması
Örneklenen sığırlardan kan alınması ve çalışmanın yapılmasına dair T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü’nden izin alınmıştır (19.09.2017 tarih ve 55016929-605.99-E.2299091 sayılı yazı). Kan örnekleri hayvan sahiplerinin bilgisi ve izni dahilinde alınmıştır.
Bu çalışmanın örnekleri, Aralık 2017-Eylül 2018 tarihleri arasında Çorum ili Oğuzlar ilçesine bağlı 10 farklı çiftlikte halk tarafından serbest yetiştirilen dişi ve erkek sığırlardan alınmıştır (Şekil 1) (6). Sığır kan örnekleri Oğuzlar ilçesinde 6 farklı çalışma merkezinden toplam 100 hayvandan elde edilmiştir. Örnek alınan hayvanlar Simental, melez ve diğer ırklara (montofon + yerli kara) ait, 16 tanesi erkek, 84 tanesi dişi sığırdır. Bu sığırların 30 tanesi 1 yaş altı, 58 tanesi 1-5 yaş ve 6 tanesi 6 yaş üzerindedir.
Örneklenen sığırların vena jugularis’inden antikoagülansız tüplere usulüne uygun olarak 8 mL kan örneği alınmıştır. Alınan kan örnekleri soğuk zincirde Kırıkkale Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı Seroloji Laboratuvarı’na ulaştırılmıştır. Kan örneği alınan sığırların yaş, cinsiyet, ırk, dişi hayvanların gebelik durumları ve geçmişlerinde abort öyküsü olup olmadığı, hayvanların köpeklerle bir temasının olup olmadığı hayvan sahibinden öğrenilmiş ve kaydedilmiştir.
Neospora caninum ve Besnoitia besnoiti Türlerine Karşı Antikorlar Varlığının Tespiti
Laboratuvara soğuk zincirde ulaştırılan kanlar 3,000 g'de 10 dakika santrifüj (Nüve NF200) edilerek serumlar elde edilmiştir. Elde edilen serumlar ELISA yönteminde kullanılıncaya kadar -20 °C’de muhafaza edilmiştir.
Serum örneklerinde N. caninum antikorlarının araştırılması amacıyla ticari kompetatif ELISA (cELISA) kiti (IDEXX, İsviçre), B. besnoiti antikorlarının araştırılması amacıyla ise yine ticari ELISA (cELISA) kiti (ID.vet, Fransa) kullanılarak testler firmanın önerdiği şekilde gerçekleştirilmiş, elde edilen sonuçlar ilgili kitlerde belirtilen formüllere göre değerlendirilmiştir.
İstatistiksel Analiz
Irk, cinsiyet ve yaşları dikkate alınarak oluşturulan grupların, N. caninum ve/veya B. besnoiti seroprevalansı bakımından farklılığının araştırılmasında ki-kare testinden yararlanılmıştır. Tüm istatistiksel analizler minimum %5 hata payı ile incelenmiştir. İstatistiki analizde SPSS 22 paket programından yararlanılmıştır.
BULGULAR
Neospora caninum ve Besnoitia besnoiti ELISA Sonuçları
Çalışma kapsamında örneklenen sığırların N. caninum ve B. besnoiti antikorlarının varlığının tespiti amacıyla yapılan ELISA sonuçları Tablo 1’de verilmiştir.
Neospora caninum yönünden pozitif tespit edilen sığırlar Simental ırkıdır. Neospora caninum seropozitif olarak tespit edilen örneklerden biri 1 yaş altında, diğeri ise 5 yaşındadır. Altı yaş ve üzerindeki hayvanlarda seropozitiflik tespit edilmemiştir. Bu protozoon yönünden seropozitif olarak tespit edilen her iki örnek de dişi hayvanlara aittir. Dişi hayvanlarda seropozitiflik %2,4 olarak belirlenmiştir. Ancak N. caninum seropozitifliği açısından ırk, yaş grupları ve cinsiyet arasında istatistiki açıdan anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0,05) (Tablo 1).
Çalışma sonucunda beş (%5) adet sığır B. besnoiti yönünden seropozitif olarak tespit edilmiştir. Seropozitiflik tespit edilen hayvanların dört tanesi Simental, bir tanesi ise Melez ırklara aittir. Serolojik olarak B. besnoiti yönünden pozitif olarak tespit edilen hayvanların dört tanesi 1-5 yaş, bir tanesi ise 6 yaştan büyük sığırlardır. Bir yaşından küçük hayvanlarda seropozitiflik saptanmamıştır. Erkek hayvanlarda pozitiflik saptanmamıştır. Irk, yaş grupları ve cinsiyet arasında B. besnoiti seropozitifliği yönünden istatistiki olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0,05).
B. besnoiti yönünden üç farklı çiftlikte seropozitiflik saptanmıştır. İki çiftlikte ikişer sığır ve bir çiftlikte bir sığırda seropozitiflik saptanmıştır. Neospora caninum yönünden seropozitif olarak tespit edilen iki sığır birbirinden farklı çiftliklerde bakılan sığırlardır. Hem N. caninum hem de B. besnoiti pozitifliği olan çiftlik tespit edilmemiştir. Örneklenen sığırların hiç birinde miks enfeksiyona da rastlanmamıştır (Tablo 2).
TARTIŞMA
Neospora caninum’un Türkiye’deki sığırlarda yaygınlığının belirlenmesine yönelik çok sayıda serolojik çalışma yapılmış ve bu çalışmalar sonucunda sığırlarda seropozitiflik %2-37,7 oranında saptanmıştır (7-12). Çalışmamızda ise bu oran %2 olarak belirlenmiştir. Türkiye’de yapılan serolojik çalışmalarda genelde incelenen örnekler bir yaş üzeri, abort ya da ölü doğum yapmış ineklerde, N. caninum’un abort üzerine etkinliğini tespit etmek amacıyla yapılan çalışmalardır. Bu çalışmada ise tamamen subklinik sığırlardan, yaş ve cinsiyet farkı gözetmeksizin örnekler alınmıştır. Bu nedenle oranın düşük olabileceği düşünülmektedir.
Neosporosiste seropozitiflik ile yaş arasındaki ilişki konusunda farklı görüşler mevcuttur. Bazı çalışmalara göre yaş ile enfeksiyon derecesi arasında bir korelasyon söz konusu iken (13,14), diğer bazı çalışmalarda böyle bir korelasyonun olmadığı bildirilmiştir (15). Eşki ve Ütük (14) 5 yaş üzerindeki sığırlarda N. caninum seropozitifliğinin, 4 yaş ve altındaki sığırlara göre daha yüksek olduğunu ve aradaki farkın istatistiki olarak anlamlı olduğunu bildirmişlerdir. Mor ve Akca (16), sığırlarda yaşla birlikte seroprevalansın arttığını ve bu farklılığın istatistiki açıdan önemli olduğunu ifade etmişlerdir. Farklı ülkelerde birbirinden bağımsız yapılan birçok araştırmada ise yaş ile N. caninum seroprevalansı arasında anlamlı bir farklılığın olmadığı tespit edilmiştir (17,18). Çalışmamızda 1 yaş altı ve 1-5 yaş arası sığırlarda N. caninum seropozitifliği saptanırken, 6 yaşından büyük tüm hayvanlar negatif olarak belirlenmiştir. Altı yaşından büyük hayvanlarda seropozitiflik saptanmamasının nedeni, bu yaş grubundaki hayvanlardan alınan örnek sayısının az olmasından kaynaklanıyor olabileceği düşünülmektedir.
Dünya üzerinde sığırlarda Neosporosis ile ilgili yapılan çalışmalar ekonomik öneminden dolayı genellikle dişi hayvanlar üzerinde yapılmaktadır. Erkeklerin de çalışmaya dahil edildiği ve cinsiyete göre N. caninum varlığının incelendiği araştırmalar sınırlı sayıdadır. Karatepe ve Karatepe (10), birçok çalışmanın aksine c-ELISA yöntemiyle erkeklerde (%30,43) dişilere (%12,28) oranla daha yüksek pozitiflik saptamışlar ve dişiler ile erkekler arasında N. caninum seropozitifliği açısından istatistiki açıdan anlamlı bir fark olduğunu bildirmişlerdir. Yıldız ve Gökpınar (19) çalışmalarında hem erkek hem de dişilerde seropozitiflik tespit edildiğini, ancak cinsiyetler arasında anlamlı bir fark olmadığını bildirmişlerdir. Bu çalışmada N. caninum seropozitifliği bakımından dişi ile erkekler arasında istatistiki olarak anlamlı bir fark bulunmamasına rağmen, seropozitif hayvanların her ikisi de dişi hayvanlardır. Bunun nedeni erkeklere ait örnek sayısının dişilere oranla daha az olmasından ya da erkek hayvanların genellikle kapalı yetiştiricilik yöntemi ile beslenmesi ve son konak köpekler ile dişi hayvanlar kadar ilişkili olmamasından kaynaklanmış olabileceği düşünülmektedir.
Bu çalışma B. besnoiti’nin Türkiye’de sığırlarda serolojik olarak ortaya konduğu üçüncü çalışmadır. Daha önce Kırıkkale’de yerli ve ithal sığır serumları c-ELISA yöntemi ile incelenmiş ve %34,1 oranında seropozitiflik saptanmıştır (20). Araştırmacılar bu çalışmada incelenen yerli sığırların %26,6’sının, ithal sığırların ise %71,6’sının B. besnoiti yönünden seropozitif olduklarını bildirmişlerdir (21). Özdal ve ark. (22), Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki bazı illerde yaptıkları çalışmada sığırlarda B. besnoiti seropozitifliğini %0-3,7 arasında tespit etmişlerdir. Çalışmamızda %5 oranında B. besnoiti seropozitifliği belirlenmiştir.
Besnoitiosisten her yaştaki hayvanlar etkilenebilmekle birlikte, 6 aylıktan küçük hayvanlarda klinik enfeksiyonlar pek alışılmayan durumlardır (23). Garrido-Castañé ve ark. (24), B. besnoiti seropozitifliği açısından yaşlar arasında istatistiki olarak anlamlı bir farkın bulunduğunu ve 3-4 yaş ve ≥5 yaşlı hayvanlarda seropozitiflik oranının ≤2 yaşlı hayvanlardan daha fazla olduğunu bildirmişlerdir. Lee ve ark. (25), ≥2 yaşlı hayvanlar ile ≤1 yaşlı hayvanlar arasında istatistiki olarak anlamlı bir fark olduğunu ve ≥2 yaşlı hayvanlarda daha fazla seropozitiflik saptandığını bildirmişlerdir. Çalışmamızda 1-5 yaş arası dört, ≥6 yaşlı hayvanlardan birinde B. besnoiti seropozitifliği saptanırken, 1 yaşından küçük tüm hayvanlar negatif olarak belirlenmiştir. Ancak yaş grupları arasında anlamlı bir fark tespit edilmemiştir. Besnoitiosisin daha yaşlı sığırlarda daha fazla tespit edilmesinin nedeni, hayvanların yaşı arttıkça parazite maruz kalma olasılığının artmasından kaynaklanıyor olabilir.
Bazı araştırmalar cinsiyetin hastalıkla bir ilişkisinin olmadığını bildirmesine rağmen (26), bazı araştırıcılar erkek sığırlardaki seropozitiflik oranının dişi sığırlara göre daha fazla olduğunu (4,24,25), bazı araştırıcılar ise dişi hayvanlarda daha yüksek seroprevalans tespit ettiklerini bildirmişlerdir (27). Çalışmamızda B. besnoiti seroprevalansı dişilerde %6 olarak tespit edilirken, erkeklerde pozitiflik saptanmamıştır. Ancak dişi ve erkekler arasında B. besnoiti seroprevalansı yönünden istatistiki olarak anlamlı bir fark bulunamamıştır. Sığırlarda besnoitiosisin cinsiyetle ilişkisini belirlemek amacıyla daha fazla sayıda çalışmanın yapılması gerekmektedir.
Besnoitia besnoiti’nin serolojik olarak yaygınlığı araştırılırken, Neospora spp. pozitif bazı hayvanların yanlış seropozitiflikten sorumlu olabileceği ifade edilmiştir. Sarcocystidae ailesinin soyları arasında çapraz reaktif antijenlerin olduğu ve bunların çapraz reaksiyonlardan sorumlu olabilecekleri bildirilmektedir (28). Çalışmamızda sığır serumları hem B. besnoiti hem de N. caninum yönünden test edilmiştir. İncelenen örneklerin hiçbirinde miks enfeksiyon tespit edilmemiştir. Bu durum B. besnoiti seropozitif olan hayvanlarda yanlış-seropozitiflik olabilmesi durumunu ortadan kaldırmaktadır.
SONUÇ
Bu çalışma Oğuzlar yöresindeki sığırlarda N. caninum ve B. besnoiti seropozitifliğinin belirlendiği ilk çalışmadır. B. besnoiti Avrupa’da ve dünyanın birçok bölgesinde hızla yayılan bir protozoon etkendir. Bu çalışma ile Türkiye’de İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nden sonra Karadeniz Bölgesi’nde de seropozitiflik saptanması hastalığın Türkiye’de de hızlı bir yayılım gösterdiğini ortaya koymaktadır. Bu nedenle hem yerli hayvanlarımızın hem de Besnoitiosis tespit edilen ülkelerden ithal edilen sığırların B. besnoiti yönünden de mutlaka kontrol edilmesi, hastalığın ülkemizde salgınlar halinde ortaya çıkmasının önlenmesi açısından önem arz etmektedir. Oldukça küçük, hayvan sayısının az olduğu, hem de dışarıya kapalı bir bölgede hem N. caninum hem de B. besnoiti seropozitifliğinin saptanması bölgenin sığır neosporosis ve besnoitiosis riski altında olduğunu düşündürmektedir.
BİLGİLENDİRME
Bu proje, İzmir 21. Parazitoloji Kongresi’nde (28 Eylül-3 Ekim 2019) sunulmuştur.
* Etik
Etik Kurul Onayı: Örneklenen sığırlardan kan alınması ve çalışmanın yapılmasına dair T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü’nden izin alınmıştır (19.09.2017 tarih ve 55016929-605.99-E.2299091 sayılı yazı).
Hasta Onayı: Kan örnekleri hayvan sahiplerinin bilgisi ve izni dahilinde alınmıştır.
Hakem Değerlendirmesi: Editörler kurulundaki kişiler tarafından değerlendirilmiştir.
* Yazarlık Katkıları
Cerrahi ve Medikal Uygulama: D.K., S.G., Konsept: D.K., S.G., Dizayn: D.K., S.G., Veri Toplanma veya İşleme: D.K., S.G., Analiz veya Yorumlama: D.K., S.G., Literatür Arama: D.K., S.G., Yazan: D.K., S.G.
Çıkar Çatışması: Yazarlar herhangi bir çıkar çatışması bildirmemişlerdir.
Finansal Destek: Bu çalışma Kırıkkale Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi tarafından 2018/017 numaralı proje ile desteklenmiştir.