Özgün Araştırma

Üniversite Öğrencilerinde Demodex spp. Yaygınlığının Araştırılması: Sağlık Bilimleri Fakültesi Örneği

10.4274/tpd.galenos.2019.6665

  • Sinem Naz Sevgen
  • Neriman Mor

Gönderim Tarihi: 13.11.2019 Kabul Tarihi: 04.12.2019 Turkiye Parazitol Derg 2019;43(4):198-203 PMID: 31865656

Amaç:

Bu çalışmanın amacı çoğunlukla ergen dönemdeki bireylerden oluşan üniversite öğrencilerinde Demodex spp’nin yaygınlığını belirlemekti.

Yöntemler:

Üniversite öğrencilerine Demodex spp.’nin risk faktörlerinin sorgulandığı anket uygulandı. Örnekler Standart Yüzeysel Deri Biyopsi yöntemiyle alındı ve ışık mikroskobu altında incelendi.

Bulgular:

Araştırmaya katılan, 291 hemşirelik bölümü öğrencisinin 126’sında (%43,3), 84 ebelik bölümü öğrencisinin 34’ünde (%40,5) ve erkeklerde %47,3, kadınlarda %40,2 oranında olmak üzere toplam 375 öğrencinin 160’ında (%42,7) Demodex spp. varlığı tespit edildi. Fondöten/makyaj ürünleri kullananlar ile kullanmayanlar arasında ve epilasyon yaptıranlar ile yaptırmayanlar arasında Demodex spp.’nin yaygınlığı açısından istatistiksel olarak anlamlılık tespit edilmiştir (p<0,05). Diğer değişkenler ile etkenin görülme sıklığı arasında anlamlı ilişki saptanmadı.

Sonuç:

Kars ilinde üniversite öğrencilerinde Demodex spp.’nin oldukça yaygın olduğu sonucuna varılmıştır. Bunun sonucunda dermatologların özellikle bu yaş grubundaki bireylerin yüz bölgesinde şekillenmiş olan dermatozların etiyoloji ve patogenezinde Demodex spp. varlığını da göz önünde bulundurmaları gerektiği kanaatine varılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Demodex spp., üniversite öğrencileri, epidemiyoloji, Kars

GİRİŞ

Dünya genelinde ırk ve cinsiyet farkı göstermeksizin yaygın olarak görülen Demodex folliculorum ve Demodex brevis, insanlarda kalıcı ektoparazitlerdir. Ayrıca birçok hayvanda da saptanan akar yaşadığı bölgede meydana gelen bazı deri bozukluklarına bağlı olarak sayısı artmakta ve bu nedenle deride kaşıntı, eritem ve papülopüstüler lezyonlar geliştirmektedir Demodex spp.’nin deride meydana getirdiği enfestasyon, demodicosis olarak adlandırılmıştır (1,2).

İnsanlarda çene, dış kulak yolu, yanak, sırt, kalça, meme başları ve genital bölge gibi vücudun farklı yerlerinde kıl folikülleri, derinin yağ bezleri ve kıl diplerinde yaşamaktadır (1,3). Deri temizliğine dikkat edilmemesi, yoğun olarak kozmetik ürünlerin kullanılması ve bu ürünlerin deriden düzenli olarak temizlenmemesi veya kullanılan ürünlerin temizliğine dikkat edilmemesi gibi durumlarda akarın görülme sıklığı artmaktadır. Yaz mevsiminde genellikle daha fazla terlemeye bağlı olarak sebum üretiminin vücutta artması, yağlı bir deri tipine sahip olunması, yaşın ilerlemesi, immün sistemin bireyde yetersiz olması veya steroid kullanımı gibi sebeplerle baskılanmış olmasıyla bu parazite karşı patojenitenin artabileceği belirtilmiştir (1,4).

Türkiye’de yapılan çalışmalarda Demodex spp. pozitifliği ve pozitifliğine etki eden faktörler farklı gruplarda değerlendirilmiştir (1,5-11). Gençlerde ergenlik döneminde akne vulgaris en sık rastlanılan deri problemlerinden biridir. Yapılan meta analizlere göre blefarit, akne vulgaris, rozasea, gibi hastalıklarda Demodex spp. görülme sıklığının anlamlı derecede fazla bulunduğu belirtilmiştir (12). Bu sebeple X ilinde, üniversite öğrencilerinde Demodex spp. yaygınlığını belirlemek, enfestasyon ile ilişkisi olabileceği düşünülen epidemiyolojik verileri içeren anket çalışması yapılarak bu verilerin Demodex spp. yaygınlığı ile ilişkisini ortaya koymak ve ileride sağlık personeli olarak çalışacak olan sağlık bilimleri fakültesi öğrencilerine enfestasyon hakkında eğitim verilerek bilinç düzeyini artırmak ve farkındalık yaratmak amaçlanmıştır.


YÖNTEMLER

Bu çalışma Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Etik Kurul Başkanlığı (tarih: 01.02.2017 ve sayı: 80576354-050-99/19) ve araştırmanın yapıldığı üniversite birim yönetiminden yazılı izin (tarih: 03.03.2017 ve sayı: 81829502/900/67) ile 2017-2018 eğitim-öğretim yılında üniversite öğrencilerinde yürütülmüştür. Araştırmanın evrenini oluşturan sağlık bilimleri fakültesi hemşirelik (n=711) ve ebelik (n=143) bölümlerinde öğrenimlerine devam eden toplam 854 aktif öğrenci bulunduğu tespit edilmiştir. Çalışmada evrenin tümüne ulaşılması hedeflenmiştir. Fakat gönüllülük ilkesine bağlı kalınarak araştırmada örneklem seçimine gidilmiş olup hemşirelik bölümünden 291, ebelik bölümünden 84 olmak üzere toplam 375 öğrenci çalışmanın materyalini oluşturmuştur.

Demodex spp. ile ilgili verilen eğitim seminerlerinden sonra, araştırmaya katılmaya gönüllü olan öğrencilerin aydınlatılmış onamları alınmış ve enfestasyon ile ilişkisi olabileceği düşünülen risk faktörlerinin sorgulandığı anket uygulanmıştır. Daha sonra çalışmaya alınan öğrencilerin yüzlerinden standart bölgeler olarak saydığımız burun, yanak, çene ve alından selofan bant yöntemi (SBY) ve standart yüzeyel deri biyopsisi (SYDB) yöntemleri ile örnekler toplanmıştır. Ancak pilot uygulama sırasında SB yönteminden ziyade SYDB yöntemiyle ve yüzde yanak bölgesinde daha yoğun akarların görüldüğü tespit edilmiştir. Bu sebeple çalışmamızda SYDB yöntemi ve bölge olarak yanak tercih edilerek materyal toplanmaya devam edilmiştir. Alınan örneklerden hazırlanan preparatlar laboratuvarda ışık mikroskobunda 10X ve 40X büyütmelerle cm2’deki Demodex spp. yoğunluğuna bakılarak akarların erişkin, larva, nimf ve yumurta formları incelenmiştir (Resim 1). Örneklerin değerlendirilmesinde bir cm2’lik alandaki akar yoğunluğu 5 ve daha fazla ise pozitif olarak kabul edilmiştir. Parazit saptanan bütün öğrenciler dermatoloji kliniğine tedavi alması için yönlendirilmiştir.


İstatistiksel Analiz

İstatistiksel değerlendirme için SPSS 24 versiyonu kullanıldı. Özellikler için tanımlayıcı istatistikler sayı ve yüzde olarak ifade edilmiştir. Kategorik verileri karşılaştırmak için “ki-kare testi” yapılmıştır ve tüm değerlendirmelerde p<0,05 değeri anlamlı kabul edilmiştir.


BULGULAR

Araştırmada yaşları 17-30 arasında değişen 131’i erkek ve 244’ü kadın olmak üzere toplam 375 üniversite öğrencisinden SYDB yöntemiyle yanak bölgesinden örnekler alındı ve 160’ında (%42,7) Demodex spp.’ye rastlanmıştır.

Öğrencilerin çeşitli demografik özellikleri ile Demodex spp. varlığı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmamıştır (p>0,05) (Tablo 1).

Öğrencilerin diğer anket sorularına vermiş oldukları yanıtlara göre “fondöten/makyaj” kullanımı ile ilgili “evet/hayır” yanıtları arasında ve “epilasyon” yaptıran ve yaptırmayanlar arasında parazitin görülme sıklığı istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0,05). Fakat diğer parametreler ile Demodex spp. görülme durumu arasında anlamlılık saptanamamıştır (p>0,05) (Tablo 2).


TARTIŞMA

İnsanda parazitlenen Demodex türleri, ülkemizde ve dünya genelinde her ırktan insanda ve her iki cinsiyette yaygın olarak görülmektedir. İlk defa 1841 yılında Demodex folliculorum Henle ve Berger tarafından saptanmıştır. Daha sonra 1842’de detaylı olarak Simon tarafından ilk kez tanımlanmıştır (1,3). Türkiye’de ise ilk olarak Saygı ve ark. (13) tarafından insanlarda Demodex enfestasyonu SBL ile alınan perianal bölgeden hazırlanan preparatın incelenmesiyle saptanmıştır. İnsanda kıl folikülleri ve sebase bezlere yerleşerek parazitlenen Demodex türleri kozmopolit bir yayılış gösterirler (1,13). Yapılan epidemiyolojik çalışmalarda Demodex enfestasyonu; Çin’de ortaokul düzeyinden üniversite öğrencilerini de kapsayacak şekilde toplam 756 öğrenci üzerinde yapılan bir çalışmada %67,6 oranında Demodex yaygınlığı tespit edilmiştir (14). Malezya’da öğrenciler üzerinde yapılan bir çalışmada 390 tıp öğrencisinde %17,2 oranında Demodex enfeksiyonunu saptamışlardır (15). Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde bizim çalışmamıza benzer olarak Kaplan ve ark. (6), Elazığ’da toplam 258 üniversite öğrencisinde selofan bant ve SYDB yöntemiyle yaptıkları çalışmada %10,07 oranında Demodex spp. tespit etmişlerdir. Karaman ve ark. (7), Ordu ilinde yurtlarda kalan yaşları 18-30 arasında değişen toplam 300 üniversite öğrencisinde SYDB yöntemi ile %37 oranında Demodex spp. rapor etmişlerdir. Yine Özdemir ve ark.’nın (16) yaptığı çalışmada, Giresun ilinde sağlık bilimleri fakültesi öğrencilerinin %29,7’sinde D. folliculorum, %19,5’inde D. brevis olmak üzere 270 öğrencinin %47,4’ünde Demodex spp. pozitifliği bildirilmiştir. Bu çalışmada ise hemşirelik bölümü öğrencilerinin %43,3’ünde, ebelik bölümü öğrencilerinin %40,5’inde olmak üzere toplam 375 öğrencinin %42,7’sinde Demodex spp. varlığına rastlanmıştır. Diğer çalışmalardaki yayılış oranı ile çalışmamızda belirlenen oranın ortalama olarak yakın olduğu görülmüştür.

Demodex folliculorum’un pozitifliğinde cinsiyet ele alındığında, deri biyopsisi alınarak yapılan bir çalışmada pozitif hastaların %87’si kadın, %13’ü erkek hastaların oluşturduğu bildirilirken (17), Ordu’da üniversite öğrencilerinde erkeklerde (%56,7), kadınlara (%43,3) oranla daha yüksek bulunduğunu bildirmişlerdir (7). Yine Erzincan’da yapılan bir çalışmada %65,5 erkeklerde, %60,3 oranda kadınlarda Demodex spp. pozitifliği bildirilmiştir (9). Yapılan bu çalışmada ise benzer şekilde erkeklerde (%47,3), kadınlara (%40,2) oranla daha yüksek bulunmuştur. Fakat cinsiyetler arasındaki görülme farklılığı istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (p>0,05). Bu sonuç Karaman ve ark. (7) ile Tilki ve ark. (9)’nın belirlediği sonuçla uyumludur.

Demodex spp.’nin ırk farkı gözetmeksizin dünya genelinde yaygınlık gösterdiği ve sağlıklı deride yaş faktörü ile bağlantılı olan enfestasyon oranının, yaşlılarda %100’e ulaştığı belirtilmiştir (18). Bir çok çalışmada enfestasyonun bebek ve çocuklarda görülmeyip, ergenlikten itibaren yaş ile doğru orantılı artarak en yüksek seviyeye ulaştığı bildirilmiştir (3,5,8-10,19). Üniversite okuyan gençlerde yapmış olduğumuz çalışmamızda 17-20 yaş aralığında %43,2, 21-24 yaş aralığında %42,4, 25-28 yaş aralığında %43,8 oranında parazit saptanmış olup istatistiksel olarak yaş ile parazitin görülmesi arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır (p>0,05). Bunun sebebinin öğrencilerin yaş aralıklarının birbirine yakın olmasından ve çalışmamıza alınan bireylerin 30 yaş altında olmalarından kaynaklanmış olabileceği düşünülebilir.

Epilasyon veya diğer kişisel bakım yöntemleri (sir ağda, lazer) yaptırmayan bireylerde daha fazla Demodex spp. pozitifliği görülmüştür. Ancak istatistiki olarak sadece “epilasyon” yaptıran ve yaptırmayanlar arasında parazitin görülme sıklığı anlamlı bulunmuştur (p<0,05). Bu durum akarın besini olan sebumun folikülün içerisinden epilasyon veya diğer kişisel bakım yöntemleri ile uzaklaştırıldığından akara daha az rastlanılacağını düşündürmüştür. Bu sonuç Karaman ve ark. (7)’nın yaptığı çalışma ile uyumludur.

Makyaj malzemelerinin folikülü mekanik olarak tıkayarak, parazitin göçünü ve solunumunu engelleyerek ve aynı zamanda alkol gibi antiseptikler içerdikleri için toksik etki ile Demodex akarlarının yok edilmesine katkıda bulunduğu düşünülmektedir (20).
Başka bir çalışmada ise Demodex akarlarının makyaj yapmayan ve kozmetik kullanmayan hastalarda daha sık görüldüğü ve akarın varlığı ile arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmadığı bildirilmiştir (21). Benzer şekilde bu çalışmadan elde edilen bulgulara göre, yüzlerinde Demodex spp. saptanan bireylerin ankete verdikleri cevaplar değerlendirildiğinde makyaj yapmayanlarda pozitiflik daha fazla görülmüş fakat istatistiksel olarak anlamlılık saptanmıştır (p<0,05).

Akarın hastalıkla ilişkisinin incelendiği çalışmalara bakıldığında; kronik böbrek yetmezliği olan hastaların %38,29’unda, kontrol grubundaki katılımcıların %26,31’inde (22), başka bir çalışmada ürolojik kanser tanısı konulan 49 hastanın %22,4’ünde, kontrol grubundan 31 kişinin %3,2’sinde Demodex spp. enfestasyonuna rastlanılmıştır (23). Tanrıverdi ve ark. (24), kronik blefaritli 153 hastanın 69’unda (%45,1) kirpik foliküllerinde Demodex varlığını saptamışlardır. Sędzikowska ve ark. (25), blefarit, rozasea ve romatoid artritli hastalarda yaptıkları çalışmada Demodex spp. yaygınlığının blefaritli hastalarda 2,5 kat, enfeksiyon ve rozasea hastalarında 3 kat daha fazla olduğunu bildirmişlerdir. Çalışmamızda öğrencilere yöneltilen anket sorularında Demodex spp.’nin deride görülen klinik şikayetler, sahip oldukları deri hastalıkları ve diğer hastalıklar ile ilişkisinin olup olmadığına dair prevalans oranları karşılaştırıldığında birbirine yakın oranlar tespit edilmiştir. Evet diyenler ile hayır diyenler arasında istatistiksel olarak herhangi bir anlamlılık saptanmamıştır (p>0,05).

Demodex folliculorum varlığının araştırıldığı bir çalışmada deri tipi ile akarın ilişkisi incelendiğinde yağlı derilerde anlamlı oranda daha yüksek bulunduğu bildirilmiştir (4,26). Deri tipi ile akar ilişkisine bakılan farklı bir çalışmada toplam 756 katılımcıdan 374 yağlı/karma deriye sahip olanların %68,3’ünde pozitiflik görülmüştür (14). Akarın insan derisinde sebaseöz bezlerine yerleşmesi sebebiyle yağlı deri tipi ile ilişkili olabileceği düşünülmüştür. Yapılan bu çalışmada ise yağlı deri tipine sahip olanlarda daha yüksek pozitiflik (%45,1) tespit edilmesine rağmen istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (p>0,05).

Literatüre bakıldığında kişisel hijyen konusunda farklı sonuçlar ve yorumlar mevcuttur. Özellikle sık yüz yıkamanın veya benzer özbakım alışkanlıklarının deride kuruluk meydana getirebileceği ve bunun sonucunda temiz deride akara rastlanma oranını daha az olacağı düşünülmüştür (7). Fakat Yazısız ve ark. (21) ile Kaplan ve ark. (6)’nın yaptığı çalışmaya göre banyo yapma sayısı arttıkça Demodex enfestasyonunun arttığı bildirilmiş, bu durum Kaplan ve ark. (6) tarafından banyo sırasında deri porlarının açılarak akarın yerleşmesini kolaylaştırması şeklinde yorumlanmıştır. Benzer şekilde yapılan bu araştırmada ise yüz yıkama sıklığı, banyo yapma sıklığı arttıkça Demodex enfestasyonunun arttığı ancak kişisel temizlik, özbakım ile Demodex spp. varlığı arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır (p>0,05).


SONUÇ

Bu çalışmada ülkenin birçok yerinden gelen üniversite öğrencilerinden alınan örneklerin incelenmesi neticesinde; bu yaş grubu bireylerde herhangi bir hastalık bulunması, kişisel bakım rutinleri veya kozmetik ürün kullanımı gibi sebeplerle ilişkilendirilmeden akarın varlığına rastlanabileceği saptanmıştır. Bunun sonucunda dermatologların ergen yaş grubundaki bireylerde özellikle yüz bölgesinde şekillenmiş olan dermatozların etiyoloji ve patogenezinde Demodex spp. varlığını da göz önünde bulundurmaları gerektiği kanaatine varılmıştır. Ayrıca ileride sağlık personeli olarak çalışacak olan sağlık bilimleri fakültesi öğrencilerine Demodex spp. hakkında detaylı bir eğitim verilmiş olup akarla ilgili farkındalık oluşturulmuş ve bilgi düzeyinin arttırılmasının korunmaya yönelik tedbirlerin uygulanmasında daha etkili olabileceği düşünülmüştür.

* Etik

Etik Kurul Onayı: Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Etik Kurul Başkanlığı’ndan yazılı izin (tarih: 01.02.2017 ve sayı: 80576354-050-99/19) alınmıştır.

Hasta Onayı: Araştırmanın yapılabilmesi için üniversiteye bağlı Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanlığı’ndan (Tarih: 03.03.2017 ve Sayı: 81829502/900/67) araştırmanın konusunu içeren izin yazısı ve araştırmaya katılmayı kabul eden öğrencilerden onaylı “Bilgilendirme Formu” alınmıştır. Ayrıca risk faktörlerinin sorgulandığı anket uygulanmıştır.

Hakem Değerlendirmesi: Editörler kurulunda olan kişiler tarafından değerlendirilmiştir.

* Yazarlık Katkıları

Konsept: N.M., S.N.S., Dizayn: N.M., Veri Toplama veya İşleme: S.N.S., N.M., Analiz veya Yorumlama: N.M., S.N.S., Yazan: N.M., S.N.S.

Çıkar Çatışması: Yazarlar tarafından çıkar çatışması bildirilmemiştir.

Finansal Destek: Bu bir tez çalışması olup, 2017-TS-59 nolu proje ile Kafkas Üniversitesi Bilimsel Araştırma Koordinatörlüğü tarafından desteklenmiştir.


Resimler

  1. Yolasığmaz A, Budak S. Demodicosis. In: Özcel MA editors. Tıbbi Parazit Hastalıkları kitabında. İzmir: Meta Basım; 2007.p.891-4.
  2. Hsu CK, Hsu MML, Lee JYY. Demodicosis: a clinicopathological study. J Am Acad Dermatol 2009;60:453-62.
  3. Aytekin S, Yaşar Ş, Göktay F. Demodex infestation. Turkiye Klinikleri J Dermatol 2017;10:169-74.
  4. Aycan ÖM. Demodex folliculorum ve D. brevis Enfestasyonlarını Etkileyen Faktörler (Doktora Tezi). M. Atambay (Danışman): T.C. İnönü Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü. 2008.
  5. Aycan ÖM, Otlu GH, Karaman Ü, Daldal N, Artambay M. Çeşitli Hasta ve Yaş Gruplarında Demodex spp. Görülme Sıklığı. Türkiye Parazitol Derg 2007;31:115-8.
  6. Kaplan M, Keleştemur N, Başpınar S. Demodex spp. Prevalence among University Students. Kafkas Univ Vet Fak Derg 2012;18(Suppl-A):A43-6.
  7. Karaman Ü, Kolören Z, Enginyurt Ö, Özer A. The epidemiology of demodex mites at the college students living in dormitories in the city of Ordu. Turkiye Parazitol Derg 2014;38:166-71.
  8. Taş Cengiz Z, Yılmaz H, Uce Özkol H, Ekici A, Ödemiş N. The prevalence of Demodex spp. in patients admitted to the parasitology laboratory of the Dursun Odabaş Medical Center in Yüzüncü Yıl University, Van. Turkiye Parazitol Derg 2014;38:9-11.
  9. Tilki E, Zeytun E, Doğan S. Prevalence and Density of Demodex folliculorum and Demodex brevis (Acari: Demodicidae) in Erzincan Province. Turkiye Parazitol Derg 2017;41:80-6.
  10. Zeytun E, Olmez H. Demodex (Acari: Demodicidae) infestation in patients with KOAH, and the association with immunosuppression. Erzincan Univ J Sci Tech 2017;10:220-31.
  11. Zeytun E, Karakurt Y. Prevalence and Load of Demodex folliculorum and Demodex brevis (Acari: Demodicidae) in Patients with Chronic Blepharitis in the Province of Erzincan, Turkey. J Med Entomol 2019;56:2-9.
  12. Zhao Y, Hu L, Wu L, Ma J. A meta-analysis of association between acne vulgaris and demodex infestation. J Zhejiang Univ Sci B 2012;13:192-202.
  13. Saygı G, Marufi M, Köylüoğlu Z. Biri selofanlı bant preparatı ile saptanan üç Demodex folliculorum olgusu. Türkiye Parazitol Derg 1984;7:137-44.
  14. Zhao Y, Guo N, Xun M, Xu J, Wang M, Wang D. Sociodemographic characteristics and risk factor analysis of Demodex infestation (Acari: Demodicidae). J Zhejiang Univ Sci B 2011;12:998-1007.
  15. Isa NHM, Loong LW, Fang GH, Mohamad AM, Razali N, Rani NR, et al. Demodicosis among university medical students in Malaysia and the effects of facial cleanser and moisturizer usage. Southeast Asian J Trop Med Public Health 2011;42:1375-80.
  16. Özdemir H, Özer E, Özdemir S, Alkanat M. Sağlık bilimleri fakültesi öğrencilerinde demodeks türlerinin görülme sıklığı. Turkderm 2015;49:139-41.
  17. Orak F, Yıldırım D, Set A, Hasbek M. Yüzeyel Cilt Biyopsisi Yapılan Hastalarda Demodex spp. Sıklığının Araştırılması. ANKEM Derg 2015;29:90-4.
  18. Rufli T, Mumcuoğlu Y. The hair follicle mites D. folliculorum and D. brevis: biology and medical importance. Dermatologica 1981;162:1-11.
  19. Zeytun E, Tilki E, Doğan S, Mumcuoğlu KY. The effect of skin moisture, pH, and temperature on the density of Demodex folliculorum and Demodex brevis (Acari: Demodicidae) in students and staff of the Erzincan University, Turkey. Int J Dermatol 2017;56:762-6.
  20. Horváth A, Neubrandt DM, Ghidán Á, Nagy K. Risk factors and prevalence of Demodex mites in young adults. Acta Microbiol Immunol Hung 2011;58:145-55.
  21. Yazısız H, Çekin Y, Koçlar FG. Yüzünde Dermatolojik Semptomları olan Hastalarda Demodex Akarlarının Varlığı. Türkiye Parazitol Derg 2019;43:143-8.
  22. Özçelik S, Sümer Z, Değerli S, Ozyazici G, Hayta Berksoy S, Akyol M, et al. Kronik böbrek yetmezliği olan hastalarda Demodex folliculorum görülme sıklığı. Türkiye Parazitol Derg 2007;31:66-8.
  23. Inci M, Kaya OA, Inci M, Yula E, Gökçe H, Rifaioğlu MM, et al. Ürolojik Kanserli Hastalarda Demodex folliculorum Araştırılması. Türkiye Parazitol Derg 2012;36:208-10.
  24. Tanrıverdi C, Demirci G, Balcı Ö, Odabaşı M, Özsütçü M. Tedaviye Dirençli Kronik Blefaritli Olgularda Demodex Paraziti Varlığının Araştırılması. Turkiye Parazitol Derg 2018;42:130.
  25. Sędzikowska A, Osęka M, Skopiński P. The impact of age, sex, blepharitis, rosacea and rheumatoid arthritis on Demodex mite infection. Arch Med Sci 2018;14:353-6.
  26. Nutting WB, Green AC. Pathogenesis associated with hair follicle mites (Demodex spp.) in Australian aborigines. Br J Dermatol 1976;94:307-12.