Özgün Araştırma

Kafkas Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde Kistik Ekinokokkozis Klinik Ön Tanılı Hastalarda Anti-Echinococcus granulosus Seropozitifliği

10.4274/tpd.galenos.2022.00719

  • Mükremin Özkan Arslan
  • Neriman Mor
  • Hilal Bedir

Gönderim Tarihi: 16.09.2021 Kabul Tarihi: 10.03.2022 Turkiye Parazitol Derg 2022;46(2):129-132 PMID: 35604191

Amaç:

Kistik ekinokokkozis (KE), Echinococcus granulosus’un larva formunun hem hayvanlarda hem de insanlarda çeşitli organlara yerleşmesiyle oluşan, dünyada yaygın görülen zoonotik bir hastalıktır. KE, hayvancılık yapılan bölgelerde ve kırsal yörelerde yaygındır. Bu çalışma, Türkiye’nin Doğu Anadolu Bölgesi’nde Kafkas Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde KE klinik ön tanılı hastalarda anti-E. granulosus seropozitifliğini belirlemek amacıyla yapılmıştır.

Yöntemler:

Çalışma materyalini Kafkas Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ne Ocak 2018-Aralık 2020 tarihleri arasında müracaat eden KE klinik ön tanılı hastalardan alınarak Parazitoloji Laboratuvarı’na gönderilen 498 kan örneği oluşturmuştur. Elde edilen serum örnekleri indirekt hemaglütinasyon yöntemiyle incelenmiştir.

Bulgular:

Kist hidatik yönünden klinik ön tanılı 498 hastanın 74’ünde (%14,9) anti-E. granulosus antikorları saptanmıştır. Pozitiflik saptanan 74 örneğin 53’ü (%71,6) kadın, 21’i ise (%28,4) erkek hastalara aittir (p<0,05). Anti-E. granulosus antikorları en yaygın olarak 16-30 yaş aralığında (%32,9) saptanmış olup (p<0,05), 16-60 yaş aralığında ise %19,3 olarak bulunmuştur.

Sonuç:

Çalışma verileri Türkiye’nin Doğu Anadolu Bölgesi’nin tamamını kapsamasa da bölgede KE’nin halk sağlığı sorunu olarak önemini koruduğu kanaatine varılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Kistik ekinokokkozis, anti-Echinococcus granulosus, seropozitif, Türkiye

GİRİŞ

Kistik ekinokokkozis (KE) helmint parazitlerden olan Echinococcus granulosus yumurtalarının rastlansal olarak insanlar tarafından ağız yoluyla alınması sonucu karaciğer ve akciğer başta olmak üzere tüm doku ve organlarda larvalarının gelişmesiyle oluşan kist hidatik olarak bilinen bir hastalıktır. Dünya’da yaygın görülen zoonotik paraziter hastalıklardan olan KE epidemiyolojisinde köpekler ve kasaplık hayvanları önemli rol oynamaktadır. Özellikle kırsal bölgelerde koyun yetiştiriciliği ve köpek ilişkisi hastalığın yayılışında etkili risk faktörleri olarak bilinmektedir (1).

Dünya’da Yeni Zelanda, İzlanda ve Tanzanya’da elimine edilen KE’ye Akdeniz Bölgesi, Orta Asya, Çin Halk Cumhuriyeti’nin Kuzeybatısı, Doğu Afrika ile Orta ve Güney Amerika’da endemik olarak rastlanılmaktadır (2). Türkiye’de 2019 yılında KE’nin morbidite hızı 100.000’de 2,25 olarak bildirilmiştir (2). İnsanlarda KE klinik ön tanılı hastalarda teşhis için ultrason, radyoloji ve serolojik yöntemler kullanılmaktadır (2). Türkiye’de klinik ön tanılı hastalarda seropozitiflik oranı Adıyaman’da %20,5 (3), Ankara’da %15,0 (4), Çorum’da %12,7 (5), Erzurum’da %9,5 (6), Bursa’da ise %19,9 (7) olarak bildirilmiştir. Kars ilinde 2009-2013 yılları arasında Kars Devlet Hastanesi’nde 168 (8), 2012-2015 yılları arasında Kars Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi’nde 67 (9) olmak üzere toplam 235 KE olgusu bildirilmiştir.

Bu çalışma Türkiye’nin Doğu Anadolu Bölgesi’nde Kafkas Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde KE klinik ön tanılı hastalarda Ocak 2018 ile Aralık 2020 tarihleri arasında anti-E. granulosus seropozitifliğini retrospektif olarak değerlendirmek amacıyla yapılmıştır.


YÖNTEMLER

Çalışmanın materyali Türkiye’nin Doğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan Kars ilindeki Kafkas Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi, Kars, Ardahan, Iğdır başta olmak üzere nadiren de Ağrı ve Artvin’den kabul edilen hastalardan sağlanmıştır.

Araştırma, Ocak 2018-Aralık 2020 tarihlerinde üç yıl süresince elde edilen verilerin geriye dönük değerlendirilmesiyle yürütülmüştür. Çalışma materyalini; Kafkas Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ne Ocak 2018 ile Aralık 2020 tarihleri arasında üç yıl süresince başvuran KE klinik ön tanılı hastalardan parazitoloji laboratuvarına gönderilen 498 kan örneği oluşturmuştur. Hastalardan elde edilen serum örneklerinin indirekt hemaglütinasyon (İHA) yöntemiyle incelenen laboratuvar sonuçları geriye dönük olarak değerlendirilmiştir. Araştırmada her olguya ait bir serum örneği dikkate alınmış olup, aynı yıl ve yıllar arasında tekrarlayan hastalara ait serum örnekleri çalışma dışında tutulmuştur. Çalışmada hastalara (hastaneye başvuran her hastadan muayene öncesi onam formu alınmakta) ait veriler hastane kayıt sisteminden geriye dönük olarak taranarak alınmıştır.

Çalışmada toplam 498 serum örneği anti-E. granulosus antikorları yönünden İHA (Hydatidose, Echinococcosis, Fumouze Diagnostic, France) yöntemiyle üretici firmanın önerileri doğrultusunda çalışılmıştır. Buna göre sonuçlar pozitif, klinik ön tanılı/şüpheli ve negatif olarak değerlendirilmiştir. Test sonucu pozitif olan örnekler 1/80, 1/160, 1/320, 1/640, 1/1280 ve 1/2560 dilüsyonda titre edilmiştir. İnkübasyon sonucu çökelti durumuna göre 1/320 ve üzeri pozitif, 1/160 şüpheli, 1/80 negatif olarak değerlendirilmiştir. Titre 1/160 ve 1/80 rapor edilen hastalarda üç hafta sonra test tekrar edilmiştir.

İstatistiksel Analiz

Araştırmadan elde edilen verilerin istatistiki analizinde IBM SPSS Statisticsfor Windows Version 23.0 (Statistical Package for the Social Sciences, IBM. Corp., Armonk, NY, ABD) programı ile Pearson ki-kare (c2) testi uygulanmış olup, p<0,05 değeri anlamlı kabul edilmiştir.


BULGULAR

KE yönünden klinik ön tanılı 498 hastanın 298’i (%59,8) kadın, 200’ü (%40,2) erkeklerden oluşmuştur. Çalışmada değerlendirilmeye alınan toplam 498 hasta serum örneğinin 74’ünde (%14,9) anti-E. granulosus antikor pozitifliği saptanmıştır. Üç yıllık dönemde KE seropozitif 74 örneğin 53’ünü (%17,8) kadınların, 21’ini (%10,5) ise erkeklerin oluşturduğu görülmüştür (Tablo 1).

Tablo 2’de görüleceği üzere kadınlarda (%71,6) anti-E. granulosus antikorlarının seropozitiflik oranı erkeklere (%28,4) göre daha yüksek tespit edilmiştir (p<0,05).

Araştırmada anti-E. granulosus antikorlarının seropozitiflik oranı en yaygın olarak 16-30 yaş grubunda (%32,9) bulunmuştur (p<0,05) (Tablo 3).

Bu çalışmada İHA testi ile incelenen 498 KE klinik ön tanılı hastaya ait serum örneğinin 108’inde (%21,7) oluşan reaksiyon sonucunda çökelti saptanmış olup ileri titrasyona tabii tutulmuştur (Tablo 4).


TARTIŞMA

Enfeksiyon hastalıkları her geçen gün global olarak önemini devam ettirmektedir. Bu hastalıklardan olan KE; E. granulosus parazitlerinin insanlarda neden olduğu zoonotik hastalıktır. Parazitin larvası olan kist hidatikler karaciğer ve akciğer başta olmak üzere tüm doku ve organlarda görülür. Coğrafi olarak kırsal bölgelerde daha yaygın olarak görülen KE epidemiyolojisinde sonkonak köpekler ve arakonak kasaplık hayvanlar özelliklede fertil kistleri daha fazla taşıyan koyunlar önemli rol oynarlar. Parazitolojik olarak insanlarda hastalığın tanı ve takibinde direkt kist aspirasyon sıvısı incelemesi, radyolojik görüntüleme yöntemleri ve serolojik testlerden yararlanılmaktadır (2). Bunlardan en yaygın kullanılan testlerin başında İHA gelmektedir (1,2). Tarım ve hayvancılığın yoğun yapıldığı bölgelerden olan Türkiye’nin Doğu Anadolu Bölgesi’ni kapsayan Kars il merkezli beş yüz bin nüfuslu bölgede bu çalışma yapılmıştır. Klinik olarak KE klinik ön tanılı hastalardan istemi yapılan kan örneklerinin parazitoloji laboratuvarında İHA testi ile anti-E. granulosus antikorları yönünden analizleri yapılmıştır.

Dünya’da kozmopolit olarak görülen KE’in epidemiyolojisi ve kontrolü üzerine yaygın araştırmalar yapıldığı rapor edilmiştir. İnsanlara hastalığın bulaşmasında köpekler rol oynamakta ve köpek dışkıları ile atılan Echinococcus yumurtalarının insanlar tarafından rastlantısal olarak ağız yoluyla alınmasıyla enfeksiyon oluşmaktadır (2). Bu nedenle parazite karşı tedavi edilmeyen ve kontrolü yapılmayan köpeklerin olduğu alanlardaki insanlar risk altındadır. Bu bölgelerdeki hastanelere insanlar kist hidatik klinik ön tanılı olarak müracaat etmektedir. Türkiye’nin çeşitli illerinde hastanelere müracaat eden KE klinik ön tanılı hastalarda yapılan serolojik testler sonucu Elazığ’da %12,9 (10), Ankara’da %15,0 (4), Adıyaman’da %20,5 (3), Çorum’da %12,7 (5), Van’da %30,3 (11), Erzurum’da %9,5 (6) Aydın’da %32,0 (12), Erzincan’da %21,4 (13) ve Bursa’da %19,9 (7) oranında seropozitiflik bildirilmiştir. KE epidemiyolojisi yönünden riskli bölgelerden olan Türkiye’nin Doğu Anadolu Bölgesi’nde yapılan bu çalışmada ise KE klinik ön tanılı hastalarda anti-E. granulosus antikorları %14,9 oranında tespit edilmiştir. Bu sonuçlar Türkiye’de son 10 yıl içerisinde klinik ön tanılı hastalarda KE seropozitifliğinin ortalama %10-30 arasında değiştiğini göstermektedir. Daha önce Kars ilinde yapılan çalışmalarda ise Kars Devlet Hastanesi’nde 2009-2013 yıllarında 168 (8), Kafkas Üniversitesi Araştırma Hastanesi’nde 2012-2015 yıllarında 67 (9) olmak üzere 2009-2015 dönemini kapsayan yedi yıllık sürede klinik ön tanılı hastalarda 235 kist hidatik olgusu bildirilmiştir. Bu çalışma ise 2018-2020 yıllarında kist hidatik klinik ön tanılı kişilerde yapılmış ve üç yıllık sürede 74 pozitif olgu belirlenmiş olup her yıl ortalama 25 kişide KE olgusunun görüldüğü sonucuna varılmıştır. Araştırmanın elde edilen bu sonuçları daha önceki çalışmalar ile benzer bulunmuştur.

Avrupa’da birçok ülkede görülen KE (2) ile ilgili Bulgaristan, İtalya, Romanya, İspanya ve Türkiye’yi kapsayan HERACLES projesi yürütülmüş olup, ultrason ile yapılan taramada Bulgaristan ve Romanya’da %0,41, Türkiye’de %0,59 oranında KE kaydedilmiştir (14). Pakistan’ın Punjab Eyaleti’ndeki dört hastanede 2012-2017 yılları arasında retrospektif olarak 198 olgu (15) bildirilmiştir. İran’da KE prevalansı üzerine 2016-2017 yıllarında yapılan çalışmada yılda her bir milyon nüfus başına 6,8 olgu olarak tespit edilmiştir (16). Kars il merkezindeki üniversite hastanesi parazitoloji laboratuvarı sonuçlarının yapılan değerlendirmesine göre çalıma grubundaki hastalarda KE seropozitifliğinin yılda 100 bin kişi başına 4,9 olgu olduğu belirlenmiştir. Bu çalışma ile Kars ili ve çevresinin KE için endemik olduğu değerlendirilmiştir.

KE epidemiyolojisi ile ilgili yapılan araştırmalarda saptanan önemli bir bulguda kadınlarda enfeksiyonun daha yüksek görülüyor olmasıdır. Daha önce yapılan KE ile ilgili araştırmalarda (4,5,12,13) kadınlarda daha yüksek prevalansın olduğu bildirilmiştir. Bu çalışmada da cinsiyete göre yapılan risk faktörü hesaplamasında KE pozitif olgularının %71,6’sı kadınlarda, %28,4’ünün ise erkeklerde görüldüğü hesaplanmıştır (p<0,05). Kadınlarda KE görülme oranının daha yüksek olmasında; kadınların hem tarım ve hayvancılık işlerinde aktif olarak çalışmalarına hem de kontrolsüz köpekler ile temaslarının daha sık olmasına bağlanabilir.

İnsanlarda anti-E. granulosus antikorlarının seropozitifliğinde kişilerin yaş grupları da risk faktörü olarak yer almaktadır. Bu çalışmada KE seropozitifliği en yaygın olarak 16-30 yaş grubunda rastlanmış olup, saptanan 74 olgunun 63’ü (%85,1) 16-60 yaş grubundaki kişilerde görülmüştür. Bu sonuçlar ile KE görülme oranı 16-30 yaş (8), 30-39 yaş (17) ve 21-30 yaş (15) grubunda en yüksek seropozitiflik saptanan çalışma sonuçlarıyla benzerlik göstermektedir.


SONUÇ

KE klinik ön tanılı kişilerde anti-E. granulosus seropozitifliğinin oldukça dikkati çeker boyutta olduğu bu çalışma ile ortaya koyulmuştur. Bu hastalık için endemik olan bu bölgede halk sağlığı açısından KE göz ardı edilmemelidir. Dünya’da özellikle tıp ve veteriner hekimliği ortak problemi olan KE tek sağlık kavramı içerisinde değerlendirilen önemli paraziter zoonotik hastalıklardan birisidir. Bu nedenle KE ile ilgili epidemiyolojik çalışmaların köpekler, çiftlik hayvanları ve insanlarda eş zamanlı olarak araştırmaların yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Köpeklerin kontrol altına alınması, kesimhanelerin kontrolü ve halk sağlığı eğitimlerine sürdürülebilir bir şekilde devam edilmelidir.

*Etik

Etik Kurul Onayı: Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Etik Kurulu’nun 23.02.2022 tarih ve -99/17 sayılı yazısı ile etik kurul onayı alınmıştır.

Hasta Onayı: Çalışmada hastalara (hastaneye başvuran her hastadan muayene öncesi onam formu alınmakta) ait veriler hastane kayıt sisteminden geriye dönük olarak taranarak alınmıştır.

Hakem Değerlendirmesi: Editörler kurulu tarafında olan kişiler tarafından değerlendirilmiştir.

*Yazarlık Katkıları

Cerrahi ve Medikal Uygulama: N.M., Konsept: M.Ö.A., Dizayn: M.Ö.A., H.B., Veri Toplama veya İşleme: N.M., Analiz veya Yorumlama: N.M., H.B., Literatür Arama: H.B., Yazan: M.Ö.A.

Çıkar Çatışması: Yazarlar tarafından çıkar çatışması bildirilmemiştir.

Finansal Destek: Yazarlar tarafından finansal destek almadıkları bildirilmiştir.


Resimler

  1. Altıntaş N. Kistik ekinokokkozis. In: Altıntaş N, Editör. Tıbbi Parazitoloji. Ege Üniversitesi Yayınları, Tıp Fakültesi Yayın No.160, 2015.p.99-103.
  2. Altıntaş N, Topluoğlu S, Yıldırım A, Uslu H, Ekşi F, Ok ÜZ, ve ark. Türkiye’de Kistik Ekinokokkoz Mevcut Durum Raporu. Turk Hij Den Biyol Derg 2020; 77: 1-52.
  3. Çitil BE, Tunçoğlu E, Erbil ÖF, Değirmenci M, Özenoğlu A, Sert H. Adıyaman’da Kistik Ekinokokkozis Ön Tanılı Hastaların İndirekt Hemaglütinasyon (İHA) Yöntemi ile Değerlendirilmesi. Van Tıp Dergisi 2015; 22: 220-4.
  4. Beyhan YE, Babür C, Mungan M, Özkan AT. Evaluation of Cystic Echinococcosis Suspected Patients Applied to National Parasitology Reference Laboratory of Public Health Institution of Turkey Between 2009-2013. Turkiye Parazitol Derg 2015; 39: 17-21.
  5. Güreser AS, Özcan O, Özünel L, Boyacıoğlu Zİ, Taylan Özkan HA. Evaluation of the Radiological, Biochemical and Serological Parameters of Patients Prediagnosed as Cystic Echinococcosis in Çorum, Turkey. Mikrobiyol Bul 2015; 49: 231-9.
  6. Yılmaz A, Uslu H, Aktaş F. 2009-2013 Yılları arasında Erzurum Bölge Hastanesindeki kistik ekinokokkozis klinik ön tanılı hastaların indirekt hemaglütinasyon (İHA) metoduyla değerlendirilmesi. Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 2016; 5: 23-32.
  7. Alver O, Payaslıoğlu AM, Özakın C, Esen S. Laboratory Results of Cystic Echinococcosis in 2017 and 2018. Turkiye Parazitol Derg 2021; 45: 207-10.
  8. Mor N, Diken Allahverdi T, Anuk T. The situation of cystic echinococcoses in Kars state hospital for the last five years. Turkiye Parazitol Derg 2015; 39: 108-11.
  9. Mor N, Diken Allahverdi T, Allahverdi E, Tekdoğan ÜY. Retrospective evaluation of patients diagnosed with cystic echinococcosis at Kafkas University Faculty of Medicine’s Surgical Outpatients Unit. Turkiye Parazitol Derg 2018; 42: 196-201.
  10. Aşcı Toraman Z, Aslan R, Arı N, Bayır Z, Özavcı H, Kaplan M. 2011 yılında kistik ekinokokkozis şüphesi ile başvuran hastalarda IHA sonuçları. F.Ü. Sağ.Bil.Tıp Derg 2014; 28: 55-8.
  11. Cengiz ZT, Yılmaz H, Beyhan YE, Kotan MÇ, Çobanoğlu U, Ekici A, Ödemiş N. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazitoloji Laboratuvarına 2005-2013 Yılları Arasında Gönderilen Kan Örneklerinde Kistik Ekinokokkozis Seropozitifliği: Retrospektif Değerlendirme. Turkiye Parazitol Derg 2015; 39: 209-11.
  12. Ertabaklar H, Yıldız İ, Malatyalı E, Tileklioğlu E, Çalışkan SÖ, Ertuğ S. Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Parazitoloji Laboratuvarı’na 2005-2017 yılları arasında kistik ekinokokkozis şüphesiyle başvuran olguların retrospektif olarak değerlendirilmesi. Turkiye Parazitol Derg 2019; 43: 118-22.
  13. Kara M, Davarci I, Dabanlioglu B. Prevalence of cystic echinococcosis in humans in Erzincan Province. Ann Med Res 2020; 27: 128-32.
  14. Casulli A, Siles-Lucas M, Cretu CM, Vutova K, Akhan O, Vural G, et al. Achievements of the HERACLES project on cystic echinococcosis. Trends Parasitol 2020; 36: 1-4.
  15. Khan A, Zahoor S, Ahmed H, Malik U, Butt RA, Muzam MS, et al. Retrospective analysis on the cystic echinococcosis cases occured in northeastern Punjab Province, Pakistan. Korean J Parasitol 2018; 56: 385-90.
  16. Ebrahimipour M, Rezaeian S, Shirzadi MR, Barati M. Prevalence and risk factors associated with human cystic echinococcosis in Iran. J Parasit Dis 2019; 43: 385-92.
  17. Dabaghzadeh H, Bairami A, Kia EB, Mojgan Aryaeipour M, Rokni MB. Seroprevalence of human cystic echinococcosis in Alborz Province, Central Iran in 2015. Iran J Public Health 2018; 47: 561-6.