ÖZET
Phthiriasis palpebrarum, Phthirus pubis’nin (kasık biti) neden olduğu nadir görülen bir göz kapağı enfestasyonudur ve sıklıkla diğer blefarokonjonktivit nedenleri ile karışır. Bu çalışmada, 49 yaşındaki erkek hastada kaşıntı ve irritasyon şikayetlerine neden olan ve başka bir klinikte bir aydır yanlışlıkla konjonktivit tedavisi almasına neden olan bir phthiriasis palpebrarum olgusu sunmayı amaçladık. Hastanın yapılan biyomikroskopik muayenesinde, sol gözde üst kapakta daha yoğun olmak üzere hareketli yarı şeffaf bitler ve yumurtalar görüldü. Tedavi olarak, bitler forseps ile mekanik olarak temizlendi ve kirpikler dipten kesilerek yumurtalar uzaklaştırıldı. Takiben sol göz kapağına 10 gün boyunca petrolatum jelly (vazelin) uygulandı. Tedavi sonrası yapılan kontrolde bit ve yumurtalara rastlanmadığı görüldü.
GİRİŞ
Phthiriasis palpebrarum nadir görülen bir blefarokonjonktivittir (1) . Etkeni genital bölgeye yerleşen kasık biti olan Phthirus pubis’tir ve temel olarak cinsel yolla bulaşan bir enfestasyondur (2). Ancak kalabalık ortam ve kötü hijyen koşullarının varlığı ortak kullanılan kıyafetler, yakın temas nedeniyle de bulaşma olabilir. Göz kapağında kirpik diplerinde yarı-saydam bit ve sirkelerin görülmesiyle tanı konur.
OLGU SUNUMU
Kırk dokuz yaşında erkek hasta 1 aydır devam eden sol gözde kaşıntı, irritasyon ve kapaklarda kızarıklık şikayeti nedeniyle polikliniğimize başvurdu. Hasta 1 ay önce de aynı şikayetlerle başka bir merkeze başvurduğunu ve verilen ilaçları (topikal antiallerjik ve topikal steroid) kullanmasına rağmen şikayetlerinin gerilemediğini ifade etti. Hastanın yapılan oftalmolojik muayenesinde, bilateral görmeler tam ön ve arka segment muayeneleri doğal olarak izlendi. Sol gözde kirpik diplerinde hiperemi ve kirpik dipleri boyunca izlenen hareketli yarı saydam gri-sarı yapışık bitler ve yumurtaları tespit edildi (Şekil 1, 2). Tedavi olarak topikal anestezi sonrası ameliyat mikroskobu altında bütün bitler mekanik olarak forseps yardımıyla temizlendi. Yumurtaların yapışık olması nedeniyle alt ve üst kirpikler dibinden kesilerek yumurtalar kapak kenarlarından uzaklaştırıldı ve sağ göz kirpik dipleri ameliyat mikroskobu altında kontrol edildi ve bit, sirke olmadığı görüldü. Hastaya sıvı vazelini 10 gün boyunca günde iki defa sol göz kirpik diplerine uygulaması önerildi. Etkenin mikroskopta incelenmesinde (×40 büyütmede) 1,5-2 mm büyüklüğünde eni boyundan fazla olan erişkinlerin görülmesi ile P. pubis olduğu kesinleşti (Şekil 3). Hasta vücudunun başka bölgelerindeki olası bir enfestasyon için dermatolojiye yönlendirildi ancak P. pubis enfeksiyonuna rastlanmadı. Cinsel temas ile bulaşabilecek diğer hastalıklar açısından hastaya yapılan serolojik testlerde HIV, sifilis, hepatit B, hepatit C antikor düzeyleri negatif olarak saptandı. Hastanın on gün sonraki kontrol muayenesinde sol göz kirpik diplerinde herhangi bir enfeksiyona rastlanmadı. Kişisel hijyen ve enfestasyonun olası bulaş yolları konusunda hasta bilgilendirildi. Hastadan yazılı onam alındı.
TARTIŞMA
Bitler ektoparazitlerdir ve yaşamlarını sürdürebilmeleri konağa bağlıdır. Üç tip bit insan vücudunda enfestasyona yol açar. Bunlar Pediculus humanus capitis (baş biti), Pediculus humanus corporis (vücut biti) ve Phthirus pubis (kasık biti) olarak bilinirler. P. pubis kasık bölgesindeki kıllara tutunarak yaşar ve çoğaldığı zaman göğüs, koltukaltı, kaş ve kirpikleri de sarabilir. Kirpiklerde oluşturduğu enfestasyon phthiriasis palpebrarum olarak adlandırılır.
P. pubis yaşamı boyunca 50 yumurta yumurtlar ve 40 derecenin üstündeki sıcaklıkta ölür. Yumurtalar 60 derece yıkamada 15-60 dakika dayanabilirler (3).
Bitlerin yarı saydam görüntüleri ve kapak kenarlarına sıkıca tutunmaları nedeniyle farkedilmeleri zor olabilir ve semptomlar diğer blefarokonjonktivit nedenleriyle benzerlik gösterdiğinden yanlış teşhis konabilir (4-6). Askenazi ve ark.’nın (6) 35 hastalık olgu serisinde blefarit yada konjonktivit nedeniyle topikal antibiyotik tedavisi gören hasta oranı %83’tür. Hastaların aynı şikayetlerle kısa sürede tekrar göz doktoruna başvurmaları sıktır. Bu nedenle tedaviye yanıt vermeyen blefarokonjonktivitlerde phthiriasis palpebrarum olasılığı da akla getirilmelidir. Muayene biomikroskopta büyük büyütmede yapılmalıdır. Hastalarda yaygın semptom kaşıntı ve irritasyondur ancak uzun süre teşhis konamamış olgularda yoğun kaşıma, ovalama ve kirpik diplerini kazıma ile beraber kapak kenarlarında enflamasyon ve bakteriyel enfeksiyonda tabloya eklenebilir (1). Erişkinde görüldüğünde genelde kasık bitinin elle pubik bölgeden taşınması neden olurken çocuklarda vücutta henüz terminal kılların olmaması nedeniyle cinsel istismara uğramış olabileceği de akla getirilmelidir (7). Erişkin hastalar cinsel temas ile bulaşan hastalıklar açısından da araştırılmalıdır. Hastalık cinsel temasla bulaşabildiğinden partnerde kontrol edilmeli ve gerekirse tedavi başlanmalıdır. Reenfestasyonu engellemek için hasta kişisel hijyen ve ortak kullanılan eşyaların temizliği konusunda uyarılmalıdır. Kontamine olan kozmetik malzemeler tekrar kullanılmamalı, kıyafet, havlu, çarşaf gibi malzemeler yüksek ısıda (60 santigrat) 30-60 dakika yıkanmalı ve sonrasında yüksek ısıda ütülenmelidir.
Phthiriasis palpebrarum tedavisinde mekanik temizlik ve kirpiklerin kesilmesi veya epilasyonu, sonrasında da sıvı vazelinin günde iki defa 10 gün boyunca kapaklara uygulanması çoğunlukla yeterli olmaktadır. Uzun süre tedavi edilmeyen olgularda sekonder bakteriyel enfeksiyonlar mevcutsa o zaman tedaviye topikal antibiyotikli merhemler eklenmelidir (4,8,9). Tedavisinde kullanılan diğer yöntemler ise pilokarpin %4 damla, argon lazer fototerapi, oral ivermektin, %20 flourescein damla ve %1 malathion şampuan uygulamasıdır (5,6,10-13). Hastada P. pubis enfestasyonu da mevcutsa o zaman tedaviye ek olarak piretrin (kwell-p) içeren şampuanlar eklenerek onlar da pubis bölgesi için kullanılmalıdır.
SONUÇ
Tedaviye yanıt vermeyen inatçı blefarokonjonktivitlerde pthiriasis palpebrarum akla gelmelidir. Dikkatli bir biomikroskopik muayene ile bitlerin tespiti mümkündür. Tedavide değişik yaklaşımlar mevcuttur ancak mekanik temizlik ve kirpik kesilmesi sonrası sıvı vazelin uygulaması çoğunlukla yeterli olmaktadır. Hastaların yaşam koşullarının irdelenmesi ve koruyucu tedbirlerle enfestasyonun tekrarı engellenebilir.
BİLGİLENDİRME
53. TOD Ulusal Oftalmoloji Kongresi’nde sunulmuştur (6-10 Kasım 2019) Antalya.
* Etik
Hasta Onayı: Hastadan yazılı onam alındı.