ÖZET
Savaş ortamlarının getirdiği en büyük olumsuzluklardan biride bulaşıcı hastalıklardır. Osmanlı Devleti, önce Balkan Savaşları ardından Birinci Dünya Savaşının gelmesiyle, savaşın yanında birde bulaşıcı hastalıklarla mücadele etmek zorunda kalmıştır. Balkan savaşları sonrasında Anadolu ya artan göçlerle birlikte; kolera, tifüs, veba, frengi, dizanteri gibi salgın hastalıklarda yaygınlaşmıştır. Birinci Dünya Savaşının başlamasıyla birlikte, ordu içinde olduğu kadar sivil halk arasında da sıtma iyice yayılmaya başlamıştır. Hastalık nedeniyle güçten düşen halk toprağını işleyememiş ve dolayısıyla vergisini de ödeyememiştir. 1914 yılında kurulan Sıhhiye Nezaret ile salgın hastalıklarla mücadele başlatılmıştır. Yasal düzenlemelerle Almanya’dan ithal edilen kinin tablet haline getirilip, Ziraat bankası aracılığıyla halka ücretsiz dağıtılmıştır. Ancak yaşanan uzun savaş yılları, halkın eğitimsizliği, alınan önlemlerin ve dağıtılan‐satılan kininin yetersizliği nedeniyle ülke genelinde sıtma epidemileri engellenememiş, halkın yaklaşık dörtte üçü sıtmaya yakalanmış, orduda da alınan önlemlere rağmen dört sene içinde 412.000 er sıtmaya yakalanmış ve bunların 20.000’i ölmüştür.